yazar
Edebiyat sadece edebiyat değildir. Psikolojidir, felsefedir, tarihtir. Bunları okur bilmek zorunda değildir ama yazarlar mutlaka bilmelidir.
“Hayatlarımızı bir rüyayla karıştıranlar haklıymış... Uyanık uyuyor ve bir uykuda uyanıyormuşuz.” Suzan Acar, o gün uykusundan üşüyerek uyandı. El yordamıyla yaz kış yatağından eksik etmediği yorganını bulup üstüne çekti. Vücuduna
“Bir çok metin edebi olabilir ama metni “iyi” bir edebi metin kılan şey, altın oranının olması, kendi içinde bir dengesinin olması ve bazı okurların kalbine dokunup, aklını başından almasıdır.”
- İnanamıyorum şunu bana yaptırdığınıza. Hale bak. Hınca hınç insan dolu. - Öf Ceyda ya! Eğleneceğiz işte şurada, azıcık heyecanlansan biraz keyfini çıkarsan ölür müsün? - Neyse ki randevu almışsınız.
İçimde bir orman var, sarmaşıkların ağaçları ölçüsüz sevdiği, İçimde bir orman var, kelebeğin çiçeğe konarken yaprağın kımıldamadığı… Bu sözlerle uyandım. Gözlerimi açtım, tavan düz beyaz. Sırt üstü yatmak huyum değildir.
- Şimdi olay şöyle oldu hakime hanım, anlatayım. Sen de kadınsın, beni anlarsın. “Kocamdır,”dedim ben. “Erimdir,” dedim. “Vardır bir bildiği,” dedim. “Her şeyi bizim için yapıyor, kötülük değil niyeti, ne
Kaç yıl geçtiğini hatırlayamadım, sahi kaç yıl olmuştu? İncesu’daki o apartmanın adı neydi? Kar mı düşürdü aklıma? Zihnim tatilde, o dar apartmanın uzun merdivenlerinde bir sömestr hatırası gibi. Belki de
- Yeter artık, sus! - Ben susarsam sen yaşayamazsın. Eda birden, hiç beklemediğim bir anda, önündeki kül tablasını benim olduğum tarafa fırlattı. Neyse ki elli yıllık cam tabla beni teğet
Dünden beri kıvrana kıvrana doğum sancısı çekiyordu Esma. Etrafında köyün kadınları toplanmış kimi sıcak su taşıyor, kimi karnını ovalıyor, kimi de sessizce dua ediyordu. Suyu bacaklarının arasından süzülünce kuma olarak
Daha fazla