"Bence hayatın meselesi insanın kendi rengini, tasarımındaki o biricikliği bulmakta gizli. Galiba benim rengim yazıymış. Biraz geç oldu ama bir süre daha keyfini çıkarmak istiyorum..." Röportaj: Aynur Dervişoğlu Hüseyin Karagöz’ün
öykü
“Beni bir tek sen sevdin be İbo. Allah çarpsın bak. Kurbanın olayım yapma” Üzüntü. Korku. Pişmanlık. Öfke. Nefret. Yıkım. Bakışıyorduk. Bir düşürsem süngümü. Bir kapılsam akan gözyaşına. “Sevdim ya Nergis.
Yosef Erdelyi’in Elma Çekirdekleri adını verdiği eseri, Agora Galery’nin büyük sergi salonunun en gözde duvarına asılmış, sergi açılışına katılanların, karşısında durup dakikalarca sessiz, hareketsiz kalışına şahitlik ediyordu. Sadece, beyaz üzerine mavi mine çiçeği desenli, kısa kollu, bebe yakalı elbisesi, başının iki yanından aşağı beline kadar sarkan, güneşte ışıl
“Hayatlarımızı bir rüyayla karıştıranlar haklıymış... Uyanık uyuyor ve bir uykuda uyanıyormuşuz.” Suzan Acar, o gün uykusundan üşüyerek uyandı. El yordamıyla yaz kış yatağından eksik etmediği yorganını bulup üstüne çekti. Vücuduna
- İnanamıyorum şunu bana yaptırdığınıza. Hale bak. Hınca hınç insan dolu. - Öf Ceyda ya! Eğleneceğiz işte şurada, azıcık heyecanlansan biraz keyfini çıkarsan ölür müsün? - Neyse ki randevu almışsınız.
Hostesin usulca dürtüp, “İnişe geçiyoruz hanımefendi. Koltuğunuzu dikleştirip, kemerinizi bağlar mısınız lütfen,” demesiyle uyandım. Nerede olduğumu anlamam ve de içime o taş gibi ağır yumrunun geri dönüp oturması bir kaç
İçimde bir orman var, sarmaşıkların ağaçları ölçüsüz sevdiği, İçimde bir orman var, kelebeğin çiçeğe konarken yaprağın kımıldamadığı… Bu sözlerle uyandım. Gözlerimi açtım, tavan düz beyaz. Sırt üstü yatmak huyum değildir.
Kaç yıl geçtiğini hatırlayamadım, sahi kaç yıl olmuştu? İncesu’daki o apartmanın adı neydi? Kar mı düşürdü aklıma? Zihnim tatilde, o dar apartmanın uzun merdivenlerinde bir sömestr hatırası gibi. Belki de
- Yeter artık, sus! - Ben susarsam sen yaşayamazsın. Eda birden, hiç beklemediğim bir anda, önündeki kül tablasını benim olduğum tarafa fırlattı. Neyse ki elli yıllık cam tabla beni teğet
Dünden beri kıvrana kıvrana doğum sancısı çekiyordu Esma. Etrafında köyün kadınları toplanmış kimi sıcak su taşıyor, kimi karnını ovalıyor, kimi de sessizce dua ediyordu. Suyu bacaklarının arasından süzülünce kuma olarak
Daha fazla