Özlüyorum kardeşim, aşını taşını değil Nevizadesini

 Özlüyorum ayıp mı? Arnavut kaldırımlarında adımları saymayı, 

 Sanaldan değil gerçekten

 Galata’dan Tünel’e süzülmeyi

 Tramvaya binmek için jeton almayı

 Özlüyorum Çiçek’te sütümü içip, İnci’den profiterol hüpletmeyi.

 Çiçekçi ablanın “Çok güzelsin, bi tane verem mi? “demesini

 Midyecinin “Kaç tane açayım abi” diye seslenmesini.

 Milli piyango bileti hayalleri kurmayı, bir çeyrek seçmeyi

 Özlüyorum anasını satayım;

 Boğaz’ında balık kokusunu 

 Çamlıca’sında gökyüzünü koklamayı

 Kızımla Moda’da dondurma yalamayı,

 Oğlumla Caddebostan’da bisiklete binmeyi

 Sevgilimle sinemada öpüşmeyi

 Eşimle iş çıkışı aynı şemsiye altında yürümeyi.

 Özlüyorum içime çeke çeke.

 Sultanahmet’te turist olmayı, Beyazıt’ta tarih yazmayı.

 Dolmabahçe’den geçerken askere selam vermeyi!

 Üsküdar’ında motorla adalara yuvarlanmayı.

 Havada güneş varsa,

  Faytonun tepesinde prenses olmayı.

            Özlüyorum be üstat

            Sahaflarda eski sayfaları çevirmeyi, Çukurcuma’dan ucuz bir sehpa kapmayı

            Beşiktaş’ta genç olmayı, Koca Mustafapaşa’da mahalleli olmayı.

            Sınırsız sevinmek istiyorum.

            Okulu asıp Karaköy’e vurmak istiyorum tabanlarımı.

            Kanlıca ’da yoğurduma şeker, Çengelköy’de kokorecime pul biber istiyorum.

            Özlüyorum teyzecim,

            Bayramda elini öpmeyi, sarılmayı.

            Sana gelip bir fal baktırmayı, gözünün yaşına merhem olmayı.

            Özlüyorum anacım

            Sohbetini, öğütleri, arkadaşlığını.

            Koynunda yatmayı, ayaklarım sıcacık uyumayı.

            Özlüyorum babam,

            Sahici hikayelerini, kanatlarını

            Bunu da oku demeni, Şuna da git demeni.

            Özlüyorum ablacım,

            Koluna girip evden kaçmalarımızı, vitrinlere dadanmayı,

            Muzuru, huzuru sana adamayı

            Özlüyorum abi,

            Bir tek atmayı, omzunda ağlayıp anamı çekiştirmeyi

            Gözlerinle başımı okşamanı.

            Özlüyorum Melahat,

            Kafa bozulunca bir kat aşağı inmeyi.

            Acı kahveni içip dedikodunun dibine vurmayı.

            Ellerim üşüyünce güneşine uzanmayı da mı özlemeyelim yani?

            Sarhoş olmayı da mı?

            Yüzümüzü denize yaslayıp gelmişini geçmişini sevmeyelim mi yani?

            Gözlerimiz kapalı dinlemeyelim mi dalgalarını?

            Sakın bana İstanbul deme. 

            Özlüyorum.

            Deme!

            Yeşilin adının Gezi Parkı olduğunu.

            Sonbaharında kalabalığını,

            İlkbaharında cesurluğunu.

            Üniversitelerinde başını göğe kaldırmayı,

            Kaldırımlarında güpegündüz sevişmeyi

            Özlüyorum.

            Yavuklumun mektubunda ruj izini öpmeyi,

            Ayaklarımı saygısızca denize doğru uzatıp

            Kadıköy vapurunu beklemeyi.

            Cağaloğlu hamamında keselenip

            Al yanaklarımla kaynanama naz yapmayı.

            Avucuma kına yakmayı, halayda o kızın elini tutmayı.

           15. doğum günü partimi,

           Annesiz babasız votkalı vişneli.

           Ağzıma pelesenk bir şarkı gibi

           Uzanıp Kanlıca’nın orta yerinde bir taşa,

           Oradan Bebek’te bir yata.

           Özlüyorum hiç susmayacak bir bebeğin ağlaması gibi.

           Sokak simidinin en tazesini, üzerinde çıtır susamıyla sokakta çıt diye ısırmayı.

           Köşe kahvenin alçak taburesinde tavşan kanını.

           Söz verip gelmeyen Rex önü hayal kırıklıklarını.

           İsimsiz şairlerini, sana hasret yazarlarını

           Özlüyorum.

          Bana İstanbul deme!

          Geri gelmeyecekmiş gibi umutsuz

          Hayallerimi bırakmayacak kadar ümitliyim.

          “Yine de”,” tabi tabi”, “olmaz öyle şey”, “bir çaresi bulunur “…

          Diyecek kadar da itikatlı.

          Özlüyorum 

          Tüm ışıklarımı kapatıp.

          Seni dinliyorum.

          Sadece sesle olur mu kardeş?

          Ben artık seni yaşamak, sana dokunmak istiyorum.

          Bana İstanbul deme!

         Ağrıma gidiyor.

         Pelin Oktay

Shares:
14 Yorum
  • Sevim Meyveci
    Sevim Meyveci
    16 Şubat 2021 at 21:22

    Şahane bir İstanbul şiiri. Bir gün Taksim’de yürürken anne ben İstanbul ‘u yazacağım, anlatacağım, demiştin. O gün bugünmüş. Daha çok İstanbul şiirleri, yazıları, öyküleri gelecek💜💜❤️

    Reply
    • Pelin Oktay
      Pelin Oktay
      17 Şubat 2021 at 19:52

      Çok teşekkür ediyorum☺️

      Reply
  • nihan
    nihan
    17 Şubat 2021 at 04:40

    Tek kelimeyle harika harika harika. İstanbulu’a olan özlem, ve aşk o kadar dokunaklı ve güzel yazılmış ki…. Sen anlatırken her bir köşesini, ben de oralara gittim seninle beraber. Ah Pelinimmmmm o yaratıcı ve güzel kalemine sağlık🙏💙🙏💙

    Reply
  • nihan engin
    17 Şubat 2021 at 04:51

    Ah Pelinimmmmm, o kadar güzel tasvir etmişsin ki güzel İstanbul’u, ben de bu güzel ve kadim şehrin her bir köşesine yüreğimi de yanımda alarak nüfuz ettim sanki. Kaleminin güzelliği beni aldı götürdü taaaa uzak diyarlara. Yüreğine ve kalemine sağlık…💜💜💜🙏🙏🙏

    Reply
    • Pelin Oktay
      Pelin Oktay
      17 Şubat 2021 at 19:58

      Çok teşekkür ediyorum😁Sevgiler☺️

      Reply
  • Yeşim Karagülle SAĞLAM
    Yeşim Karagülle SAĞLAM
    17 Şubat 2021 at 05:59

    Bir sonraki kelimenin, cümlenin merakıyla okumaya devam ettim. Gözlerim doldu, boğazım düğümlendi. Kendi hislerimi başkasının kaleme alması garip hissettirdi. Elinize sağlık. O şehirdeyseniz, evinizde ya da odanızda da olsa, bir türlü kavuşamayanlarımız için kahvenizden bir yudum alınız. Çok ağrıdı ;) sevgiler…

    Reply
    • Pelin Oktay - Aphelion
      Pelin Oktay - Aphelion
      17 Şubat 2021 at 20:28

      Çok teşekkürler 😊 Sevgiler.

      Reply
  • Yasemin
    Yasemin
    19 Şubat 2021 at 19:02

    Pelin’cim enfes bir İstanbul şiiri olmuş ✨gerçekten çok büyük bir keyifle okudum💗kalemine sağlık🧿

    Reply
    • Pelin Oktay - Aphelion
      Pelin Oktay - Aphelion
      26 Şubat 2021 at 16:30

      Çok teşekkürler:)Ne mutlu bana😊

      Reply
  • İbrahim Göl
    İbrahim Göl
    20 Şubat 2021 at 15:28

    Çok güzel. Akıcı,hiç bitmesin istediğim bir İstanbul betimlemesi. Kutlarım.

    Reply
    • Pelin Oktay - Aphelion
      Pelin Oktay - Aphelion
      26 Şubat 2021 at 16:31

      Çok teşekkür ediyorum😊

      Reply
  • Cenk
    Cenk
    20 Şubat 2021 at 18:01

    İstanbul’u bu kadar ozediğimiz bir dönemde duygularım bu kadar güzel ozetlenebilirdi çok teşekkür ederim. Ellerinize sağlık.

    Reply
  • Nevin aliz
    Nevin aliz
    20 Şubat 2021 at 19:28

    Canımsın sayende İstanbul’u tekrar tekrar yaşadım… tutkulu olduğum İstanbul bu kadar canlı anlatılabilirdi…❤️💋👏👏

    Reply
    • Pelin Oktay - Aphelion
      Pelin Oktay - Aphelion
      26 Şubat 2021 at 16:33

      Çok teşekkürler😊Ne mutlu. Sevgiler😍

      Reply

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir